1970’li yıllarda doğanlar hatırlar. Ortaokul, lise dönemlerimizde tek kanallı siyah beyaz televizyonumuzda Beyaz Gölge adında bir dizi vardı. Dizi, siyahi öğrencilerin çoğunlukta olduğu bir okulun basketbol takımını konu alıyordu ve başrolde de takımın koçu olan Ken Reeves karakteriyle sarışın bir basketbolcu vardı.
Yıllar önce, mesleği edinme sürecimde karşılaştığım “Koçluk mu? Hangi spor?” sorusu nedense bana her seferinde bu diziyi hatırlatmıştır. Bu hatırlayışın oluşturduğu duygu sebebiyle olabilir, soru bende genellikle belli belirsiz bir gülümseme, soruyu yargısızca karşılama ve sabırla, istekle anlatma davranışları oluşturdu. Kaldı ki günümüzde neredeyse bilmeyenin kalmadığı koçluk mesleğinin tarihi de aslında spor alanına dayanıyor. 1974 yılında etkisi yüksek boyutlara ulaşan Timothy Gallwey’in “The Inner Game of Tennis” adlı kitabı, bugünün koçluk mesleğine giden yolda atılan ilk adımdı. Kitabın konusu, her ne kadar tenis eğitimini içermekteyse de, içeriğindeki bilgiler aslında birçok farklı dala uygulandı.
Motivasyon şartı olan çalışan mutluluğu kavramı, bugün artık çok daha fazla kurumda iyiden iyiye müşteri memnuniyeti kavramının önüne getirilmiş durumda. Mutlu olmayan memnun edemez anlayışı, faydalı bir kurumsal farkındalık.
2019 yılında Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi’nde yayınlanan, koçluk hizmeti alan çalışanların mutluluk düzeyleri, işten ayrılma niyeti ve yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlayan makalede bu konuyla ilgili değerli bilgiler bulunuyor. Türkiye genelinde koçluk hizmeti almış ve iş yaşamına devam eden 114 çalışanın katılımıyla elde edilen bulgulara göre, mutluluğun dört faktörü olarak belirtilen memnuniyet, motivasyon, denge ve beğeni ile işten ayrılma niyeti arasında anlamlı bir ters ilişki mevcut. Bununla birlikte; mutluluk düzeyleri ile yaşam doyumu arasında pozitif yönlü ilişki, işten ayrılma niyeti ve yaşam doyumu arasında negatif yönlü ilişki ve dolayısıyla mutlu bir çalışanın performansa ve başarıya yöneleceğinin beklenmesini destekler yönde bulgular ortaya konuldu.
Tüm bu bulgularla makalede, yönetim rollerinde geleneksel baskıcı yaklaşımlar yerine kolaylaştırıcı ve koçluk özellikleri taşıyan, danışma imkanı sağlayan bir organizasyon iklimi öneriliyor. Burada yöneticilerin seçimi, eğitimi ve yetiştirilmesi büyük önem taşır. Bununla birlikte, çalışanların iş ve iş dışı yaşam ile ilgili katılımlarını dengelemelerine yönelik politikaların geliştirilmesi ile yaşam doyumunun sağlanmasında insan kaynakları yöneticilerine görevler düşüyor. Sonuç olarak, koçluk ile organizasyonel destek ve kariyer geliştirme fırsatlarının çalışanların mutluluğunda ve sağlığında geniş bir rol üstlendiği saptandı.
Koçluk desteği alan çalışanların iş tatmin düzeylerinin incelendiği bir başka çalışmada, koçluk davranışının sıklığı arttıkça iş tatminin orantılı olarak yükseldiği gözlemlendi. İş tatmininin yaşam tatminini, yaşam tatmininin iş tatminini artıracağı konusundaki incelemeler, iş yerinde tatmin olan kişilerin iş dışındaki yaşamlarında da tatmin olma yoluna yöneleceğini gösteriyor. Ya da bunun tam tersi olacak şekilde yaptığı işten tatmin olmayan kişiler, kişisel yaşamlarında da tatmin olamıyor. Ancak bulgular, iş tatmininin yaşam tatmini üzerine olan etkisinin, yaşam tatmininin iş tatmini üzerine olan etkisinden daha fazla olacağına dikkat çekiyor.
Sayısız korelasyonlu koçluk davranışlarından hemen pratik edilebilecek birkaç tanesi şu şekilde sıralanabilir:
- Bilgi vermeden önce bilgi alma iletişiminde olmak,
- Kelimelerinden önce ardındaki hisle ilgili olmak,
- Söylemlerin önüne soruları koymak,
- Olanı olmayandan önce görmek,
- Olabilecek olanı da olmuş olandan önce dillendirmek,
- Sonuçtan önce süreçteki kazançlara dikkat çekmek.
Beyaz gölge dizisine dönecek olursak: Okula ilk geldiğinde "white men can't jump" yargısıyla karşılaşan Reeves, sıradışı yaklaşımları, iletişimi, bakış açısı ve dolayısıyla eylemleriyle dizide kısa sürede güçlü bir rehbere dönüşüyor. Benzer olarak koçluk sistemi de ülkemizde ilk bilinmeye başladığı zamanlardaki “fasa fiso bu işler” yargısından insana yaklaşımı, iletişim modeli, durumlara bakış açısı ve dolayısıyla yarattığı eylem motivasyonu ve mutluluk ile çağın beyaz gölgesine dönüşeli birkaç zaman oluyor…
Kaynak: https://hbrturkiye.com/blog/baglilik-ve-is-tatmini-olusturan-beyaz-golgeler